28 Temmuz 2012 Cumartesi

merhaba tayland

                                      sawedekap




günlerdir düşünüyorum: hayatım sıradan bir hayat gibi akıp gidiyor ve hayata birdaha gelmeyceksin doğru dürüst işte yok kimseyede köle olmak istemiyorum hayatıma bir renk bir mutluluk gelmeli hayalimdi hep yeni bir ülke yeni bir kültür görmeli hissetmeliydim amacım dünyayı gezmek değil gezgin olmak gezginle turisti ayıran en önemli şey gezgin biryere gider orada yaşar dilini kültürünü öğrenir peki hangi ülkeye gidecektim; daha önce motara atlayıp suriye ye gitmek istemiştim ama suriye kültürü tanıdık hemen hemen aynı kültürün insanlarıydık.
Hindistan gezi yazılarını okuduğumda adını sıkça duyduğum ülkelerden biri hem ucuz bir ülke hemde egolarımdan kurtulabileceğim ruhsal yükseliş için bir fırsat olabilirdi. Hindistanla ilgili bilgiler toplamaya başladım internettten orada yaşayan bir türkle tanıştım ucuz bir hayat dedi öyle şaşalı yaşamayı da sevmiyordum zaten hayatın akışına kapılamk istemiyordum hayatıma ben yön vermeliydim virindivan oraya gidicektim iyice bilgilenip cesaretimi toplayıp tamam dediğimde arkadaşımın ordan ayrıldığını ama geri dönüceğini söylemesi cesretimi kırdı; hiç yurt dışına çıkmamış, uçağa binmemiş, ingilizcem bile yok denecek durumdaydı.Olumsuz düşünceler baş gösterdi Hindistan kalabalık bir ülkeydi kapkaçta yaşanıyordu vazgeçmeye başaladım olmayacak yeni bir yer görmek benim bleki yeni bir ülkede yaşam artık hayal olmak üzereydi sen kim gitmek kim diyordu içimdeki ses; yaşimdi başracaktım yada hiç ve tekrar kendimi motive ettim hayat cesur olanlarındır sıradan bir hayat yaşayıp sistemin kölesi olarak yaşayyıp ölmeyecektim planlarımdanda kimseye bahsetmedim aileme bile yoksa bu iş hiç olmazdı derken Taylandda yaşayan türklerin yazılarını okudum nufusu bizim gibi hırsızlık kötü insanlar yok denecek kadar azmış kanatkar bir toplum azda kazansalar yüzlerindeki gülümseme eksik olmazmış, trafikte korna bile çalan yok diyordu insanlar benim için daha kolay bir yer ve böyle bir kültürle tanışmak daha güzel dedim tropikal bir mevsim hüküm sürüyormuş tmm kesin kararlıyım Taylanta gidiyorum.
 Taylantla ilgili yazıları okuyorum ordakilerle konuşuyorum chang mai evet bu şehre gidicem turistik yerlere göre hem ucuz hem serin bir havası var çok sıcak yeride sevmem bunaltır adamı hem gerçek taylant yaşamınıda görmüş olurum turistik yerler malum kültürü bozuyor; neyse rengarenk çiçekler yemyeşil ve ucuz changmaide karar kıldım. Hemen bir plan hazırlamaya başlamalıyıdm ama fazla planlı olmakta adamı bir süre sonra olumsuzluğa iter herşey dört dörtlük olmazya önce pasaportu halletmeliydim emniyete gittim heycanlıydım güler yüzlü memure hanım karşılandı hoşgeldin heycanlıydım pasaport dedim nereye böyle dedi taylant dedim konuştuk biraz konuşma, güler yüz beni rahatlatmıştı. Ne kadar suresi olucak 6 ay bir yıl 1o yıla kadar gidiyor parasıda ona göre ama uzun sure kalıcaklar ve sık gidip gelmeler için uzun sureli pasaport cazip bir yıl benim için yeterliydi bir yıl kalıcamdan değil tabiki ama işler yolunda gider mutlu olursam paramda  yeterse 6 ay kalmayı düşnüyordum yoksa bir kültür kısa sürede öğrenilmez ve ordaki insanları anlayamazsınız hem kafayı dinlemiş olurum; parmak izi sanırım iki fotoğraf nüfus fotokopisi pasaport harcı bukadar halletmiştim ilk adımı atarsan gelir gerisi bu azmimi dahada arttırdı eğer asık suratlı biriyle karşılaşşsam vaz bile gecebilirdim. Yüzünüzdeki gülücük hiç eksik olmasın dostlar.

 Yeni bir gün şimdi sıra uçak biletinde internetten arştırdım ucuz olanlar aktarmalı olanlar aslında böyle bir durumda direk uçmak daha iyi ama tasarruflu olmalıyım katar hava yolları uygun geldi hemen rezervasyon yaptırdım gidiş geliş geliş 6 ay sonra bir aksilik olur hemen dönmem gerekirse  tarihi öne çekebiliyormuşuz tabiki para ödüyorsunuz olsun orasını sonra düşünürüz
artık aileme anlatmalıydım olumsuz sözler beni bekliyordu düşündüğüm gibi öyle oldu vaz geç oralarda kaybolursun yanında biride yok vs. vs. haklılar tabi ama bir şeye karar veriyorsanız sonuna kadar mücadele etmek lazım aslında bunları bende düşünmüyor değilim ama tamamende plansız değilim önceleri birileriyle gitsem sonraki daha kolay olurdu ama artık bekleyemem ok yaydan çıktı bikere. planım şöyle direk changmaiye gitmem kolay olmayacak aktarma yol yorgunluğu heycan korku beni baya yıpratacağından taylanta geldiğimde illk olarak hava limanına yakın biyerde soluklanmalı kendime gelmeliydim bu da pattayaydı bankok çok büyük cesaret edemedim pattayada yaşayan turklerde vardı birşey olursa danışabilirdim; hemen internetten ucuz bir otel aramaya başladım 4500 bahta klimalı bir oda buldum mini buzdolabı bile vardı adresini telefonunu aldım artık herşey tamamdı bavulları hazırlamanın zamanı geldi
  Bavulumu hazırlıyorum ne heycanlıyım yav çok şey götürmemliydim ama yapamadım   tırnak çakısından 3,4 gömlek, pantolan havlu derken iki bavul bir sırt çantası oluverdi siz siz olun bir sırt çantası alın diğer ihtiyaçlarınızı gittiğiniz yerden alırsınız. Evet evet hazırım artık
  Aralık 20 izmir/dikiliden istanbula gidicem akşam 8 de otobus kalkıyor tekrar tekrar kontrol ediyorum tmm dostum okdarda heycan yapma diyorum kendi kendime inceldiği yerden kopar diyorumda kalbim küt küt atıyor. Alemle  vedalaştım annem babam ağlamaya başladı vazgeçmem an meselesi ama geçmedim artık hayatıma yeni ir pencere açmanın zamanı geldi
vedalaştık arkama bile bakamadım duyugsalı birkez döner bakarsam gidemem ve bakmadım elerimde iki bavul sırt çantası garaja doğru 2 kilometre yürümüye başladım taksi bile tutmadım aklım artık yerinde değildi bir an önce şu otobuse binsem neyse garaja geldim bir banka oturdum terlemişim daha hafif giyinsem olurdu zaten oraları sıcak birde yolculugun ilk başında terlemek beni bunaltı. Bekliyorum bekliyorum zaman uzuyor sanki içimde bir burukluk ve imdeki bana moral veren ses bana ihanet etmişcesine konuşmaya başladı sen kim taylanta gitmek kim oldumu şimdi buya derken otobus geldi mavin nereye istanbul otagar hemen bindim otobuse koltukalrda tv li açtım aklım dağılsın yoksa vazgeçicem ve nihayaet otubus hareket etti güle güle dergibiyidi hüzünle ilçem güle güle.
   


  Otobus o karanlıkta yol alırken hiç birşey düşünmemeye çalıştım savaşa giden bir asker gibi cesur olmaya zorladım kendimi  ve bir mola veriyoruz balıkesir susurlukta menü pahalı geldi ama beni dinç tutsun diye etli bir çorba aldım 8 mi 10 liramı neydi ve mola bitti yola devam, otagara sabaha doğru geldik şimdi sıra metroda bir jeton aldım otogarın içinden metroya binebliyorsunuz bunları dha önce araştırmıştım odkarda yapmak lazım değilmi aptal cesur olmak kaybettirir bekliyorum pek metroya binmişliğimde yok okdar saf haldeyimki zaten uyuyamadım doğru dürüst yanımdakine havalına gidicem doğru yerdemiyim evet doğru yerdesin kardeşim kimisi olsa hayıflanır baksana tabelalara diye gözmüz tabelamı görüyor aklım yerinde değil Allahtan içimdeki ses sustu hala vazgeçebilirim derken metroya bindik iki bavul sırt çantası işkenceye dönmüştü benim için  şu durak bu durak derken atatürk havalimanı işte tamam heycanla indim havalimanına alt kat metrodan da giriş var haydi bismillah girişte aramam yapıyorlar çantaların içini falan gösteren bir alet kimi çantaları açtırıyorlar hayatımda hiç      
böyle birşeyle karşılaşmadım ya bir olumsuzluk olursa sanki şüpheli gibiydim aramayacak biri bile beni arardı derken o içimdeki ses neolur delikanlı ol biraz birtek senmi geçiyorsun delikanlı ol heyt be kendime bir güven geldi hop sıra bende çantaları banta yerleştirdim memur berenizi çıkartın baktı tamam sonra sırt çantamda leptop vardı lazım olur yazı yazar internetten birşey bakrım diye 10 inçlik küçük bir leptop almıştım polis leptobunu çakartıp selelye koyun dedi ne gerek vardı ki yasakmıydı leptop yoksa dedini yaptım onu tekrar banntan geçirdi çantasıyla beraber işte bukadar yeniden topladım herşeyi kayışımıda çıkarmıştım bip bip ötüyor aramada deneyim olmayınca uğraşıyorsun tabi flimlerde gördük ama en iyi akılda kalan şey deneyimler tabiki ve devam üst kata napıcamı bilmiyorum nası binilcek bu uçağa uçak akşam kalkıyor ama içim içimi yiyor bir an önce binsem diye üst kattayım bir  polise danışayım dedim daha çok var gitmenize gidn bankta kestirin dedi bir banka yerleştim bilet elektornik bilet ya bir yanlışlık olduysa yine içimdeki ses olduysa oldu dönersin geriye olur biter dert ettiğin şeye bak diyiverdi.
  

Dinleniyorum ama yatmak mümkün değil sanki bankaları yatmasınlar diye yapmışlar uyuyamıyorumda karşımdada bir çift öpüşüyor oha ya dedim yabancılarmış  ve bir kadın 45 yaşlarında bana bakıyor bende ona yanımdada rusyaya çalışmaya giden iki türk vardı onlarla konuştuk dertleştik biraz arkadaş kadın sana bakıyor deyince kadını gördüğüm mü var benim sigara içermisiniz bir ses kadın yanıbaşımda olur dedim aslında içtiğim yok ama dışarı çıkcaz temiz hava iyi olur konuşuruz biraz dedim dışardayız kadın sigaramı bile yaktı ee nereye dedim özbekistan dedi doktormuş 10 dil biliyorumuş vay be özbekistan ucuz dedi buraya gelen türkler şimdi zengin oldu yeni kurulan bir ülke kendisi türkiyeye iş bulmaya gelmiş, sen nereye böyle hoş bir konuşması var türkçeyi tam telafuz edemiyor taylant dedim napıcaksın gezicem güzel belki birgün özbekistanada gelirsin belki dedim aslında önceden düşünmüştüm ama orası baya soğuk ve bizim kültürden
  Mutluyum onunda uçağı akşam kalkıyor konuşucak biir olması güzel diğer arkadaşlar gitmişlerdi havalimanından dışarı çıkıp içeri girerken tekrar arıyorlar first klas ekonomi gibi ayrıcalık var kadın ben bisines class dedi sanırım böyle yazılıyor ee dedim gülümsedi içeri tekrar girerken ona göre giriyorsun kapıları ayrı yani neyse kadının durumu iyiymiş havalanındada herşey pahalı su bile akşamı ettik onunla vedalaştık şimdi napıcam koca koca tabelalar var uçakların kalkış sati cekın açık kapalı bakıyorum bakıyorum ve evet qatar havayolları açık aldım valizleri heycanla sıraya girdim sıra bende benimkisi elektronik bilet tamam pasoportunuz tamamdır valizler uçak kargosuna zaten sınırlama var uçağın kabinine herşeyi alamıyorsunuz ben sırt çantamı aldım değerli olanalr orda zaten ve pasapot kontrolü sıradayım hadi bitsin artıkta binelim şu uçağa memur pasoport lütfen posta pulu alın tekrar gelin one be okdarda bekledim neyse gitttik bide o pulu aldım geldim 15 liramı neydi hatırlamıyorum ve herşey tamam kontrolden geçtik havaalanıda ne büyük ya elime verdikleri bilete bakıyorum otobüs peronu gibi git git bitmiyor bir siyahi kadın yardım istiyor birilerinden edeyim dedim ama önce kendi işim halletmeliyim zaman azalıyor kaçırmayalım uçağı birde kahrolurum valla neyse buda tamam peronu bulduk bekleme salonunda bekliyorum koca koca uçaklar gelip gidiyor bir iki foto çeksek fena olmaz rahat ol dedi içimdeki ses yine adamımsın yav sen :)
  

ve kapılar açıldı önce first calass bu ne yav ego tatmini işte ama biraz aşağılama özendirme var ve sıara bizde uaçağın kapısına dayanmış palatformdan ilerliyoruz kapıda güler yüzlü hostesler hoşgeldiniz biletiniz buyrun hayatımda ilkdefa uçağa biniyorum heycanlıyım herkes yerleşmeye çalışıyor hınca hınç dolu koltuk numarası nerde yazıyor koltuğu geçersek geri dönmek zor arkamda uzun bir sıra ha tamam burası koridor cam kenarı olsa ne iyi olurdu ama bunu okadar 


dert etmiyorum mutluyum artık olumsuz düşünceler yok heycanlıyım üzerimdeki montu bile çıkartamadım herkes yerleşti ve pilot birşeyler söyledi ingilizce sonra arapça kendimi önemli biri gibi hissettim ve arkasından bir dua hoşuma gitti yan koltukta iki ihtiyar adam turktuler sanırım herkes yabancı bende herkesin turk olucanı sanmıştım şalvarlı sarıklı açtılar kuranıkerim okumaya başladılar güler yüzlüydüler bende gülümsedim ve emniyet kemerlerini takın ışığı geldi uçak yavaş yavaş kalkış yapıcağı piste hareket ediyor hostesler son kontrolü yapıyorlar uçak durdu ve motorlar tam güç çalışmaya başladı ve birden ok gibi fırladı derken 1 dakika bile olmadan uçmaya başladık tonlarca ağırlığındaki uçak göğe tırmanıyordu hiç birşey düşünemdim sadece o anı yaşamak ne güzel bir duyguydu gökyüzüne küçüklüğümden beri bakıp durduğum uçaktaydım şimdi
  İstanbul pırıl pırıl ve yavaş yavaş kayboluyor gözden huzur doluyum; uçak rotasına girdi emniyet kemerlerinizi çıkartabilirsiniz uyarısı geldi. hostesler koşuşturuyor yolculardan kimisi tuvalete derken yemek dağıtılmaya başlandı iki menü var ben sadece inglizcemden tavuk deyince tamam dedim bu olsun valla çokta açtım havalanında hiç birşey yememiştim harika bir yemekti, açlığında etkisi var tabi uçak baya konforlu ilk durak qatar havalanı doha 5 ssat surucek bu yolculuk uçakta haritada nerde olduğumuz varış noktamız an ve an aktarılıyor biraz film bakayım dedim biraz müzk derken uyumuşum 1 saat kadar zman nasıl aktı geçti anlamadım derken dohaya inişe geçtik ve oda ne hava sisli sanrım yağmur var çölde böyle bir olay ne güzel bir an derken uçağın arka tekeri piste değdi ya şimdi uçak kayarda pisten çıkarsa diyordumki ön teker hafif bir kayma yaptı uçak sarsıldı ama korkulan olmadı ve bir alkış kaptan anons eşliğinde hafif birde müzik havalanında bir yerde durduk herkes inmeye başladı bizi almaya gelen otobusler vardı hangisine binicektim, atladım birine havalimanına geldik kimisi iniyor kimisi bekliyor istanbulda qatar uçsğı yetkilileri tarif etmişti şurda inme burda in diye biletede gösteriyor ama  o anda birde yorgunluktan napıcamı şaşırdım ve indim Allahtan bir yetkili biletime baktı ve beni tekrar geri gönderdi ingilizce konuşuyor ama anlamıyorumki neyse sonunda doğru kapıya geldik ve arabada tanıştığım taylanta giden iki türk vardı iyi denk geldi bizi takip et ilkinde olur böyle şeyler dediler. tekrar armadan geçtik bilgisayarımı çantamdan çıkartıp seleye koydum arkadaşlarda hızlı onları kaybedersem nereye gidicem bekleyin az aceleyle toplandım berberce gezdik alış veriş merkezinde bir porşe 100 dolardı sanırm alış veriş yaparsan çekiliş katılıyorsun  pahalı herşey arkadaşlar parfüm aldılar. Susadım bir su alayım dedim 7 dolarmı ne tuttu şişe  su yuh meğersem bedava sebilde varmış sonra gördüm bir sigara tüttürelim dediler onlar nereye bende oraya sigara odası içerde nefes almak imkansız inssan bir güçlü havalndırma yapar belkide kasten yaptılar içmesinler diye duramadık odadan çıktık, biraz  uyuyalım uyuma odası yapmışlar çok iyi geldi uzandığım gibi uyumuşum uyandığımda zman su gibi akmış birde baktım bizmkiler yok uçsğı kaçırmayalım aldı beni bir telaş onları armaya başladım ve nihayet buldum derin bir oh çektim kusura bakma çok derin uyuordun rhatsız etmek istemedik seni tekrar gelip alırız diye düşündük 1 saatimiz var gidip çıkış yapıcağımız kapıyı bulalım kimseyi almıyorlar daha biraz oyalandık ve kapıda kuyruk sıradayız derken herşey tamam pasaporta bakıp buyur ettiler fazla beklemedik 20 dk. sonra otobuslere binip uçağımıza götürdüler bu seferki büyük bir uçak otbusten iner inmez öyle bir sıcak ki sormayın gitsin adeta kavuruyor bir an önce binsek diyorsunuz; uçaktayız cam kenarındayım arkdaşlar uçagın en sonundalar manzara eşliğinde kalkış yaptık qatarın yemeklerinide tatmış olduk uçakta doha hemen deniz kıyıssında heryer çöl yeşillik hiç yok hint


okyonusunu geçiyoruz ve hindistan uçaktada hint müzkleri pekte hoş kimisinin adını kaydediyorum sonra dinlerim diye hindistan uzeridneyiz derken uyu uyan sabah menüsü yiymediğim çkilotaları aldım yerim sonra akşam olmak üzere günleride karıştırdık uzun yolculuk böyle birşey akşama doğru taylant üzerindeyiz bankok okdar kötü bir duman tabakası varki şehrin üzerinde ve heryer nehir ve sulak arazilerle bulutlarla dolu sonunda gelmiştik olay budur
içimi yine huzur kapladı bankok havalanı çok güzel dizayn edilmiş inişe geçiyoruz ve güzel bir
                                                                 ( resim alıntıdır)

iniş videoyla kaydettim biraz, indik ve bir alkış uçak hınca hınç dolu herkes yavaş yavaş ilerliyor bense arkadaşları bekliyorum ve onlarda geldiler birlikte uçaktan indik pasaport kontrolune gdiyoruz gayet rahat bir kaç giriş noktası var işlemler hızlı sıradayız uçakta bana verilen bir form vardı bilet büyüklüğünde ama doldurmamıştım arkadaşlar bu form nedir siz naptınız dedim yoksa sen doldurmadın mı o taylantta nerde kalıcağın hangi uçakla geldiğin ve kimlik bilgileri hemen doldur yoksa uraşır durursun aceleyle sırada doldurduk insan bi sormazmı yanımıza gelseydin bari dediler.sıra bende gayet güler yüzlü insanlar aman bir sorun olmasın baktı baktı ve formda eksik var dedi, ne ki pasaport numaramı yazmamışım hemen heycanla yazdım mühürleri bastı tamamdır dedi oh be hemen çantaların geleceği yere gittik dönen platform bekle bekle ve çantalarda tamam arkadaşlar paralarınımızı (döviz) taylant parasına çevirmeliyiz dediler ve bir banka şubesinden onlarıda hallettik nereye gidiceksin pattaya siz bizde ozaman taksiye birlikte binelim ucuza gelir banada uyar havalanından dışarı çıktık one be şok etkisi yaptı bende bir koku bir sıcak ve benim uzerimde kışlık mont elimde iki valiz sırtımda çanta terler boşanıyor okdar bitkin bi hale geldimki neyse bir taksi bulduk taksici pek inmedi ama olsun indirimli sayılır bizimkisi araba gıcır gıcır koltuk poşetleri bile çıkmamış mutluyuz taksicide gırgır adam arkadaşın biri inglizceyi biliyor konuşuyorlar anlatıyor birde müzik otoyolda uçuyoruz taksici kartını verdi ararız belki arıycamızdan değilya olsun ve bankok nekadar büyük gökdelenler şehir ışıl ışıl yol bir buçuk saat sürdü pattayaya girdik arkdaşım nerde iniceksin otelin adresi varmı olmazmı taksici baktı bilmiyorum der gibi iyiki telefonunu almışım aradı okey dedi benim yer yakınmış önce seni indirelim tamam pattaya içinde ilerlerken arkadaşım birşeyler tarif ediyor ama ben heycandan dinleyemiyorum bitde bitkin haldeyim şurda marketler var şurda alış veriş merkezi tabiki pattaya çok büyük biryer ve evet geldik baktım tanıyamadım oteli sonra kapısından anladım tamam indim vedalaştık onlar gitti trafik okdar youğunki yolun


karşısına geçicem nihayet onuda çarpılmadan başardık otelin kapısındayım şimdi nedicem inglizce hiç bişey yok gecenin bi vakti aksilik olmasa bari nereye giderim aman boşver girdim içiri good night güler yüzlü bir bayan buyur etti oturduk ben rezervasyon yaptırdım falan filan nası anlatıcam yok boşver anlatamıyorum nerelisn turkey dedim anlamadı turkish yok yanındaki bayan turki dedi yes dedim kadın gulumsedi ve birini çağırttı adam azeri miş o tercüman oldu nekadar kalıcaksın günlk 500 baht aylık 4500 kapıda 3000 yazıyordu onu sordunm o taylantlılar için dedi klimasız küçük odalar ne farkederki benim evimdede yok ama üstelemedim nezman gdicem belli değil changmaiye belki hemen ülkeme dönmek isticem günlük vericeme aylık olsun dedim bir aylıgına anlaştık 4000 bahtta kapora aldı bunerden çıktıya sonra problem eder alırmı geri acaba dedim ama napalım kadın işim bitiyor gitmem gerek dedi 9 da kapanıyormuş tamam dedim sağolsun kardeşimzi yardımcı oldu yoksa anlaşana kadar uraş dur birşey olcandan değil ama yol yorugunluğu ilk yurtdışı, uçak deneyimi beni bitirdi desem yeridir çok yorgunum hemen odamı gösterdiler klima çalışıyor kontrol etti gözü önümde sonra bir anahtar aşağıya indik elektronik kapı okutup açıyorsun gece kapılar kilitli güvenlik kameralarıda var bu iyi işte dedim neyse herkes gitti odamdayım vantilatoru açtım klimyala uraşmadım bile üstümdekileri çıkarınca hala montum var düşünün serinleyi verdi herşey bir duş alayım kendime geleyim dedim bir de aynaya baktım aman Allahım dudukalrım kabuk atmış zombi gibi olmuşum hemen banyomu yaptım ve eski halime geri dönmüşüm karnım aç ama uykumda çok evdekiler merak etmiştir telefonla arayım dedim turk hattı burda çekermi dışarı çıkıp bir telefon kulubesinden halledeyim dedim bitkinim çok uykum var aşağıya inip kartı okuttum oda ne kapı açılmıyor sıkıştımı acaba kimsede yok açılmıyor olmuyor naptımsa tekrar odama döndüm yatağa uzanır uzanmaz uyumuşum



  GERÇEK Mİ BU  taylanttamıyım inanılır gibi değil ne güzel uyumuşum kediler kıskanır perdeleri açtım balkona çıktım MERHABA taylant merhaba güller yüzlü insanların ülkesi bir hayalin gerçeğe dönüşü başardım ya ŞÜKÜRLER OLSUN hemen ailemi aramalıyım çok merak etmişlerdir açlık hssim gitmiş ruhsal arınma için bir fırsat ama buna niyetli değildim hasta olamam gerek bunu sonra ya bırkalım birşeyler yemeliyim yeni yemekler farklı lezzetler önce alış veriş dişmacunu, sabun, su burda çeşme suyu içilmiyor nerde içiliyorki artık duş alıp indim aşağıya resepsiyondaki bayan gülümseyerek goodmorning goodmorning dedim bende gülümseyerek ne güzel insanlar hep güler yüzlü buda olumlu etkiliyor insanı dertlerinizi alıp götürüyor bir an tam dışarı çıkıcam bir kız nereye dedi dolaşmaya dedim el işaretiyle şu inglizcemide biraz geliştirsem çok iyi olucak oda olur bana yardımcı olmak istedi acemi oldum herhalimden anlaşılıyor kızı tanımıyorum ve kolay aşık olan biriyim   kör aşık olmak istemem teşekkür edip dışarı çıktım oda ne bir sıcak bir sıcak ve yemeklerden gelen koku yüzüm kavruluyor adeta biz neler gördük bir küçük market ama yolun karşısında burda ttafik soldan akıyor bilinç altında aklım türkiyede sağdan akıyor aman dikkat diyorum bir anlık dalgınlık felaket        olur trafik lambaları entersan nası geçicez bir şerit duruyor diğeri devam aklım karıştı neyse birileri var takıl peşlerine hop karşıdayım heryer turist kaynıyor marketten eksik olanları aldım bir sim kart burda böyle al tak kullan hemen fiatlar türküyedekiyle hemen hemen yakın hemen evi aradım bizmkiler meraktan ölmüş sesimi duyunca öyle mutlu oldularki duygulandımya nasılsın oğlum çok iyiyim herşey yolunda iki laf ettim derken kontor bitti neyse haber vermiş olduk şimdi dolaşalım biraz sokakta seyyar lokantalar herşeyide yiyemem ya neyse aç değilim sonra
 düşünürüz ana yolu takip ediyorum denize çıkması gerek okyonusa ama git git bitmiyor belki yanlıyorumdur geri dönsem iyi olucak bilgisarda harita var bakarım emin olayım döndüm tekrar hemen duşa girdim burda hergün yapıcağınız şey, haritaya baktım doğru gidiyormuşum biraz uzanayım vantilatör açık perdeleri çektim biraz müzik derken kapatıp mutlulukla neler yapıcamı düşündüm  içimdeki ses akışına bırak dedi uyumuşum gözlerimi açtığımda akşam olmuştu ne uyku hava değişikliği çarptı sanırım halsizim yemek yemeliyim ama ilginç aç değilim balkona çıktım elibse asmak için askılık var yıkar asarım buda iyi meyva suyumu yudmlayıp akan trafiğe bakuyorum ışıl ışıl ve hiç korna sesi yok herkes birbirine çok saygılı bu trafiğede yansıyor otelin önünde seyyar yemek tezgahı oh tamda ayğıam gelmiş gidip birşeyler yiyeyim aşağı indim otel kapalı kabus başlıyor kapı yine açılmıyor uraştım durdum olmuyor ya dıt dıt hapisteyim sanki beklemeye başladım elbet biri girip çıkıcak ve öyle oldu biri dışardan geldi ve hemen dışarı çıktım meğerse kapı içe açılıyormuş ama aklımda dışa açıldığı kalmış hey Allahımyaneyse yemek tezgahının önündeyim iki genç satış yapıyor gülümsediler tavuk var diğerini bilmiyorum bu ne dedim onlar hiç ingilizce bilmiyor acaba ördekmi vak vak dedim baktılar anlamadılar bildiğin yoldan şaşma tavuk olsun nekadar 30 baht bir dolar ediyor bildiğimiz tavuk pilav pilavın üzerine tavuk dilimlenmiş salaltalık birde çorba su gibi paketletip odama çıktım çorba poşette



paket kabına boşalttım vay nefis yav içinde taze soğan ve oranın bir bitkisi var aslında tavuk yemekte helal değil ama napıcaksın deniz ürünleri yesem olurdu etli olmayan sebze çorbasıda olur ama yemeliyim şimdi ne nerde bilmiyorumki
  Bugün daha dinçim yanıma su fotğraf makinamı alarak sabah erkenden yola koyuluyorum budist rahipler dolaşıyor halk onlara yiyecek veriyor onlarda dua ediyor guruplar halinde yalınayak dolaşıyorlar heryerde budist tapınakları ve kralın fotoğrafları var inançlarına ve krallarına bağlılar sabahleyin trafikte yok ve nihayet bir kilometre sonra okyonus kıyısındayım.


Kıyı boyunca yürüyorum tekne kiralamak istermsiniz diyor biri adlara hızlı bir şekilde gitmek, paraşütle uçmak araba, ve son model her çeşit motorsikletler kibarca reddediyorum adalara gitmeyi çok istiyorum hani o korsan flimlerinden aşina olduğumuz beyaz kumsallar oraya giden vapurlar var daha ucuz ve bana göre daha egzotik iyiki gelmeden önce daha önceki gezginlerin yazılarını okumuşum gez gez gez derken geri donmeliym öğlen oluyor şurası kesitrmedir diye dalıyorum ama beynim oyun oynamış kayboluyorum git git ana yol yok iyice tenhalaştı ortalık baraka evler oda ne bir sürü köpek parçalanıcaz burda biri kesse ruhu duymaz kimsenin ve çok susadım yanıma cüzdanımı otelde unutmuşum çok kötü bir durum en iyi yol bildiğin yoldur deyip geirisi geri dönüyorum aynı geldiğim yolları takip ediyorum ama dilim damağıma yapıştı bir motor taksiye binsem olur parasını veirirm otelde ama gel görki adresi bilmiyorum insan bir kartını alır hiç bir yeri bilmiyorum neyse bitkin halde oteli buluyorum hemen duşa girdim akşama


kadar tv seyredip blgisayrda yaşadıkalrım yazıp internetten ne nerdedir araştırdım akşam olduğunda yine aynı tezgahtan yemek aldım ve tekrar sahile yola koyuldumheryer dop dolu hayat burda akşam başlıyor özellikle ruslar yoğunlukta aileleriyle geliyor çoğu saihle giderken birşey fakettim iki de birhepaitit test merkezleri dikkat etmeliyim nefsime hakim olmalı küçüklüğümüzden beri subliminal mesajlar gezetede manken resimleri tv desen daha beter görüntülerle yetiştik bir anlık zevk için hasta olmak, buraya gelenler sahilde luks otellerde kalıyorlar neler dönüp bittiğini bilmiyolar bile bir vat yani oranın dini mabedinin adı olan bir büyük yerden geçerken bahçesi çok kocaman bir panayır kurulmuş incik boncuk yemek ne ararsanız var gezdim dolaştım gayet güzel oradan çıkıp sahile gelmeden mısırlı bir dönerciden döner aldım oh kendime geldim kan geldi resmen burda insanlar ekmek yerine pirinç yiyor derken sahilde bir türk dönercisi birdha burdan alırım selam verip giriyorum nbr nasılsın iyiym nerden izmirden konuştuk biraz yemeklerden bahsettim aman dikkat  et dedi ne olduki burda domuz çok satılır tavuka domuuz aynı kazanda pişirirler  müslüman seyyar lokantları var nası tanıycazki hilal resmi var o teşekkürler ayrıca türk lokanlatalrıda mevcut tamam teşekkürler dükkandan çıktığımda rengim atmıştı kusmak üzereyim içim bulanıyor  yemek aldığım bu ördek etimi dedğim domuzdu demek  ve çok itici kokusu vardı koku burnumda hala pilavada belki onun yağından suyundan dökmüştür hemen hızlıca otele döndüm adeta hasta oldum tam 2 gün yemek yiyemedim marketten helal yazan yiycekler aldım ama normal bir yemek yememn bu kültürün yemeklerini tatmam gerek ve oda oldu müslüman olup yemeke yapanları buldum çok güzeldi farklı bir kültürde dininizden birilerini bulmak hoş bir duygu, cuma günü bir camiye gittim


dua ettim şükrettim cuma namazını kıldık  şimdi sırada adalara gitmek var limanı buldum 60 bahtı sanırım ucuz bindik vapura vapur dediğim tahtadan herkes turist az taylantlı var denizi kirli diyolardı kirli olan suyla temiz su birbirine karışmıyor bir çizgiyle ayrılıyordu nekadar kötü bir durum küçük bir kaç adayı geçip bir adaya geldik o negüzellik tekneden indim ada baya pahalı fiatlar 3 katı ve o beyaz kumsal gerçekmiş terlikleri çıkarıp yürüdüm çamur gibi gömülüp üzerinize bulaşıcak sanıyorsunuz incecik ama öyle olmadı ve o sıcakta kara kara bulutlar üzerimize bir karanlık geliyor sanki tropikal iklim böhyle olsa gerek biraz denize girdim ıp ılık toparlanıp tekneye yöneldim hersaat kalkıyor dönüş te tisleyen yağmura yakalandık serinlemişti hava ne güzel bir an...



  Gece sahildeyim kaldırımda kızlar gülümseyip çağırıyorlar eğlenmek istermisin yok bacı diyorum nefis istiyor ama ama bu güne kadar böyle birşey yapmadım yapmamda ama burda takılırsam sonunda oda olur gitmeliyim bu yerden dedim changmai beni bekliyor ve birzamanlar dedelerimiz buraya gelmiş mezarları var patanide nasipse orayada gidicem karışıkmış oralar ama korku yok artık bende bunları düşünürken bir gurup türkle karşılaşıyorum çoğu evli kadın kız için gelmişler ne köt değilmi dedelerimizn kemikleri sızlıyor ne hallere düştük türk bu mu demek kimseyle konuşmadım ve kaldırımda biri bağırıp küfrediyor herkes uzaklaşıyor yakaştım oda türk çıktı hiç laf atmadım buraya ingilizler başta olamak üzere bizm millet seks için geliyor otele dönücem ve artık geceleri sahilden uzak durup gündüzleri şehri keşfe çıkıcam otele dönerken biri yanıma yaklaştı birşeyler işaret ediyor anlamıyorum meğer uyuşturucu satıyormuş yok istemez deyip dönüyorum iki küçük baslı aldığım hopörleri takıp internetten türkçe müzik dinledim her kültürden müziği seviyorum balkona çıkıp sandelye attım buzdolabı olması harika meyva suyumu yudumladım ve ışıklar ufomu bu sonradan öğrendim balonmuş küçk ışıklı balonlar salıyorlar ve bir patırdı yeni yıla girmişiz maytap patlatıyorlar heryerde happy new year yazıyor... Bir gün gezerken bir turkle tanıştım hep gelirmiş karız kız için ona arka sokaklara gittnmi adalara hayır dedi heryerde hepatit testi var birgün hastalanıcam diye korkuyorum ama bırakmıyorum alıştık bikere evliymiş de adalar dedi gitmek isterim birlikte gidelim nasipse olur dedim ama öyle kaldı o beni aramış sormuş karşılaşamadık bidaha bir ülkeye geliyorsun gezilicek okdar yer varki okadar güzellikler amaç başka olunca insan dar bi dünyada bunları göremiyor günler birbirini kovaladı aylık harcıycam parayı aşmamalıyım ay sonuna 4 gün var ek öğüne düştüm daha önce 2 gün aç kalmam bünyemde bağışıklık yaptı sanırım budist tapınağına



gittim ağaçlar balık dalu havuz güvercinler uzandım çimlere uyumuşum huzurla uyandığımda bir kadın sanrım sokakta yatıyor burda problem değil hava hep sıcak ve tehlikeli değil çoğu buraya çalışmaya geliyor boşandıklarında çocuklara kadınlar bakıyor ana erkil toplum çocuklarda sonra ebeveynlerine emeklilk diye birşey yok yaşlandıklarında küçük çocuklara yaşlılar bakıyor birbirlerine sürekli yardımcı oluyorlar ne güzel zor durmda olanlar burda vücudunu satıyor hepsi alkolik kazandıklarıda kendilerine yaramıyor üzlüyorum kadın gitti gitmesiyle gelmesi bir oldu elinde bir kap yemek yemeye başladı bana baktı ve yanıam geldi yermsin dedi açtım biraz domuz varmı dedim evet dedi yiyemem dedim o tek başına yedi yine kayboldu yine bir kap yemek bu sana dedi domuz yok tavuk birlikte yedik hüzünlendim çünkü parası yoktu sonra vermek üzere parasını alıyordu para oluca veriyormuş düşünün akşam yemeği için kredisini benim için kullanmıştı biz olsak zaten ben açım deriz o ise akşam yiyeceği yemeği benimle paylaşıyordu konuştuk biraz buarada inglizcemde gelişti sayılır parasız bir seyyah olduğumu idare etmeye çalıştımı ve changmaiye gidceğimi söyledim 3 gün idare etmeliyim hava sıcak



yemyeşil çimler üzerinde gölgedeyiz yanı başımızda havuz dolaştık biraz ne iş olsa yapıcam dedi bakmam gereken 2 çocuk var 3 cüsü kızım evlendi dierleri okuyor dedi hüzünlendi valla ben bile ağlıycaktım neyse dedi gülmüsedi geel su alalım bedava, tapınağa gitti ordan bedava şise su aldı geldi sonra napsın buda heykelinin önünde duran kola meyva suyu ve bir guvercin kızartması vardı aldı onları şaşırdım bunlar burada çürüyüp gidicek belgesellerde öyle görmüştüm yok dedi ihtiyacı olan gelip alabilir selam veriyor alıyor bende buz gibi konmuş bir meyva suyu aldım, evime gidcem köyüme ama beş parasız kaldım dedi yol parasını ben sana veririm dedim sevindi dünyalar onun oldu ama sıkıldı ve ağladı böyle birdurmda olduğuna sende gel diyiverdi benle gel bizde kalırsın dedi  ordan geçersin changmaiye bğenirsen köyümüzü problem değil eve yiyicek alırsın yaşlı bir babam var oda mutlu olur dedi valla bana uyar dedim gerçek taylant yaşamını hem gürücek şehrin gürültüsünden uzak olucaktım o küçk evlerde kalmak hep hayalimde parasal olrakta benim için çok uygundu otele vericeğim parada cebimde kalıcaktı anlaştık yarın gdiyoruz tamam otel sahibi acaba depoziteyi vericekmi problem çıkarmasa bari ve çıkarmadı baktı herşey çalışıyor verdi paramı sabah erkenden bir minubuse atladık minubusler otobuse göre iki katı fiat otobüsle gidemedik çünkü yerle doluydu bir hafta çocukalrını görmüyormuş uzun süre eski kayın validesindelermiş bankokta orayada uğrarmıyız lütfen olur dedim bankok arka sokakları çamur yolar barakalar öyle biyere geldik



çocukları çok efendi aile beni saygıyla karşıladı obarakalarda duş aldım hep beraber yemek yedik ordan ayrıldık köyün yolunu tuttuk otobüsteyiz 10 saat sürecek yolculuk çayapuma gidiyoruz ordan köyüne gidicez git git bitmiyor iyiki klimalı otubusten bilet aldık biraz fazla verdik yoksa çekilmiyecek nihayet dinlenme tesisleri benzin al derken vardık çayapuma gece vakti köy otobüsü sabah kalkıyor banklarda sabahladık hiç uyuyamadım sbah köy otobsü geldi hurda bir otobüs ama ben seviyorum böyle şeyleri kendimden insanlar buralarda hiç turist yok o yüzden baya ilgi çekiyorum gülümsüyorum onlar gülümsüyor şehirden yavaş yavaş çıkıyoruz yeni yolcular biniyor otobüs hınca hınç doldu ana yola çıktık o hurda otobüs birden uçmaya başladı şöför bir ihtiyar siyah gözlükleride takmış o virajları kayarcasına alıyoruz aman Yarabbi bildiğim duları okumaya başladım şöför gülümsüyor tepe üstü flan solluyoruz muz bahçeleri azda oşsa pirinç tarlaları bu bölgede azmış sulak göletler göletlerin hemen hepsinde balık yetişiyormuş derken vantilatörlü otobüsümüzde tüm camlar açık içeri giren bizi kucaklayan rüzgar eşiliğinde 2 saat geçiverdi köye geldik tam ortadından kara yolu geçiyor bir nahiye



kadar büyük indik evin yolunu tuttuk acaba beni nasıl karşılıycaklar ertesi gün giderim dedim ellerimizde çanta tuttuk evin yolunu yolda çocuklar hello hello köy yolları beton ve evler planlı olarak dizilmiş eve vardık yaşlı bir ihtiyar gülümseyerek karşıladı savedekap dedim ellerimi


onlar gibi birleştirerek kız öyle yapmamı söyledi saygı çok önemliymiş yorgunuz markete gidip yiyecek birşeyler aldık ben balık  dedim babası da severmiş kız evde kızartı verdi ve acıdan yapılma bir sos hazırladı burda acıyı çok seviyorlar şıpır şıpır ter gözleri yaşarıyor insanın bende severinm ama bunlar çok acı azcık alıyorum gülüşerek yemek yiyoruz evlerde genelde bölme yok ama onların evinde kızın ve babasının odası ayrı evin diğer kalan yanı benim bölgem bana bir yer yatağı ver bir cibindilik verdiler burda sivri sinek böcek çok köyde dolaştık biraz akraba ziyareti akşam oldu erkenden yatılıyor televiziyon var hep kurtulmak istemiştim şu tviden sonunda başardım sayılır hiç aramıyorum artık yatağıma uzandım uyumuşum sabah erkenden gün doğmadan kalktıkvbabası kalkmadan yemek hazır olmalıymış istersen sen uyu sonra yersin dedi yok dedim bende alışayım insan daha dinç oluyor sabahında kendine göre bir güzelliği var burda kahvaltı yok gündüz ne yedin sabahta o alıştım geçi ama özlüyorum şöyle bir demlik çay olsa peynir zeytin ve ekmek aradada olsa yemek lazım bu beni daha güçlü yapıyor şuan bulamıyorum bahçe yaprak dolu kadıncağız aldı eline süpürgeyi süpürücek yaprak çok ev temizlenecek ben yaparım dedim sevindi ona karışmama bunu yapmam diyenlerden değiliz bahçeyi süpürdüm sonra ateşe verdik çer çöpü onlardan biriymişim gibi olmam onları mutlu etti



 oda çamaşırları yıkadı benimkiler dahil sonra evi temizledi yorulduk ve bir hamak uzandım üzerimde mango meyvaları filimlerde belgesellerde gördüklerim hayal ettiklerim artık gerçekti.